Aileler ve çocukları için çoğu hafif düşmeler, spor kazaları ve çocukça yaramazlıklar sonucu oluşan diş kırılmaları, dişin yer değiştirmesi veya dişin yerinden çıkması oldukça üzücüdür. Çocuklarda diş travmaları ve diş yaralanmaları çocuk için ağrılı, anne ve babalar için acil bir durum oluşmaktadır. Zaman kaybedilmemesi gerekir. En fazla ön dişler etkilendiği için ağrı ve rahatsızlığa ek olarak görüntü problemi de ortaya çıkmaktadır.

Aileler bazen çocuklarının süt dişlerindeki renkleşmeden şikayetçi olabilirler ya da renkleşmeyi fark etmeyebilirler. Süt dişlerindeki renkleşmeler sarsılma ya da yerinden oynama gibi hafif yaralanmalar nedeniyle yaklaşık 2 ay sonra oluşabilir. Renkleşmiş süt dişlerinde tedavi uygulamadan izlemek en iyisidir.

Genellikle yeni yürümeye başlayan çocukların başına gelse de 9 ve 10 yaş civarında ve özellikle de erkek çocuklarda daha sık rastlanmaktadır. Çocuklarda süt dişi yaralanmalarında dişi çevreleyen dokuların esnekliğinin fazla olması ve süt dişlerinin kök boyların kısa olması nedeniyle hasar dişten daha fazla çevre dokularda olmaktadır. En çok dikkate alınacak olan durum süt dişlerin kökleri altındaki daimi diş tomurcuklarıdır. Bu nedenle süt dişi yaralanmalarında ne yazık ki genellikle dişin çekimi gerekmektedir.

Ancak çekimi yapılsa bile özellikle gömülme veya yerinden çıkma durumlarında alttaki daimi diş tomurcuğu zarar görmüştür bile. Bu dönemde bu dişlerde kalsifikasyon dediğimiz madde yapımı devam ettiğinden travma neticesinde bu gelişimin zarar görmesi ile daimi dişlerin o bölgesinde gelişim defektleri ortaya çıkabilmektedir. Daimi dişlerde sıklıkla görülen renkleşme ve yapı bozukluklarının en önemli nedenlerinden biri süt dişlerinde meydana gelen travmalardır.

Travma sonucu zedelenme
Süt dişlerinde travma sonucu oluşan defektler
Süt dişlerinde meydana gelen travma sonrası daimi dişte oluşan renklenme
Dişlerde travma sonucu oluşan yaralanma

ÇOCUKLARDA DİŞ TRAVMALARI SONRASI YAPILMASI GEREKENLER

Çocuklarda diş travmaları (dental trauma) sonrası, öncelikle hava yolu açıklığı sağlamalı ve tehlikeli kanamalar kontrol altına alınmalıdır. Önemsiz mukoza ödemi bile, çocuklarda solunum güçlüğüne yol açabilir. Dil boğazı kolayca tıkayabilir. Solunum güçlüğünde çocuğun başı bir yöne çevrilip eğildikten sonra, mevcut kan pıhtıları,  kırık diş parçaları, kusmuk ve yabancı maddeler çıkartılmalıdır.

Kaza sonrası kafa travması nedeniyle eğer bir baygınlık, kusma, hafıza kaybı gibi bulgular olduysa, solunum ve dolaşım sistemi bozuklukları fark edilirse gerekirse diş tedavisi bile yapılmadan hemen bir hastaneye gidilmesi gerekmektedir. (nörolojik değerlendirme)

Diş yaralanmaları sonucu sadece sert dokularda zarar meydana gelmeyebilir. Bunların yanında yumuşak dokuları ilgilendiren yırtılmalar, sıyrıklar, kopmalarda görülebilir. Travmanın şiddetine bağlı olarak ailenin ve çocuğun huzursuzluğu da tedavi yaklaşımını etkilemektedir.

Travma sonrası sorduğumuz ilk sorular kazanın ne zaman, nerede ve nasıl olduğudur. Hastanın hekime başvurma süresi yapılacak tedavi seçimini etkilemektedir. Kazanın nerede olduğu sorusu açık yara ile ortam ilişkisini anlamak açısından önemlidir. Açık alanlarda ve tozlu ortamda meydana gelen kazalarda tetanoz profilaksisi yapılmalıdır. Özellikle tetanoz aşısı konusunda bilgi alınır. Aşı koruyuculuğu 10 yıl olsa da son 5 yıl içinde aşı yapılmamışsa, aşılandırma önerilebilir. Ayrıca travma vakalarında, travma nedeninin ebeveynlerin şiddetine maruz kalma veya kötü muamele görmesi sonucu olma ihtimali dikkatle değerlendirilir ve bu durum söz konusu ise hukuki yollara başvurulur.

Bu sorulardan sonra muayene olarak diğer dişler, diş etleri mukoza değerlendirilir. Dudak ve yanak dokularına sıkışmış diş parçalarının varlığı tespit edilir ve serum fizyolojik ile iyice yıkandıktan ve kanama kontrolü sağlandıktan sonra varsa bu parçalar çıkartılır. Ayrıca kazalar sonucu alt çenenin şiddetle üst çeneye çarpması sonucu indirek travmaya bağlı çene eklemi de zarar görebilmektedir.

ÇOCUKLARDA DİŞ TRAVMALARI ve UYGULANAN TEDAVİLER

Travma sonrası yapılacak tedaviler dişlenmenin durumuna, kişinin yaşına, kırılma durumuna göre değişmektedir. Demin de bahsettiğim gibi süt dişlerinde çekim alttaki tomurcuğu korumak adına uygulanan öncelikli işlemdir. Daimi dişlerde ise dişi korumak yani ağızda tutabilmeyi başarmak amaçlanır.

BASİT KIRIKLAR

Basit kırıklarda eğer kırık hattı diş özü dediğimiz dişin en içinde ki bölüme ulaşmamışsa kırık parçanın tekrar dişe yapıştırılması mümkündür. Ancak daha ileri durumlarda sallantı, dişin hareketlenmesi hatta tamamiyle yerinden çıkması durumlarında farklı tedavi seçenekleri oluşmaktadır.

Sallantı durumlarında ya da hareketlenmelerde mümkünse -biraz ağrılı olsa bile- dişin orijinal yerine yerleştirilip yan dişlere bağlanması ve zaman içinde dişin canlılık durumuna göre kanal tedavisi gerekebilmektedir. (1)

Bu aşamada etkin ağız bakımı oldukça önemlidir.

YERİNDEN FIRLAMIŞ DİŞLER

Yerinden fırlamış dişin tekrar yerine yerleştirilmesi bazı durumlarda uygulanan ve başarılı sonuçlar veren bir yöntemdir. Ancak bazı koşulların yerine getirilmesi gerekir.(2) Doğru ağız bakımı bu aşamada oldukça kritiktir.

Bunlar; öncelikle diş travmaları sonrası geçen süredir. Bu süre ne kadar kısa olursa başarı şansı o oranda yükselmektedir. Çünkü diş kökünün etrafındaki hücreler halen canlılığını korumaktadır. Hasta anne veya babasına öncelikli önerimiz muayenehaneye gelene kadar dişin ağız içinde veya süt içinde muhafaza edilmesidir.

Bazı diş kırılmalarında sadece kök kalmış olsa bile gene de bazı tedavi alternatifleri olabilir.

Sağlıklı günler dileklerimle.

Dr. H. Tuncay Akdoğanlı

Diş Eti Hastalıkları Uzmanı

1-Andreasen FM, Andreasen JO. Crown Fractures In: Textbook and color atlas of traumatic injuires to the teeth. Andreasen FM, Andreasen JO. Mosby Co. Denamark, p:151-79,1994.

2-Andreasen JO, Andreasen FM. Essentials of traumatic injuires to the teeth. Andreasen FM, Andreasen JO. Munksgard and Mosby Copenhagen Denamark, p:9-154,2000.