Ağız ve diş sağlığı bakımından bebeklerimizin gözetimine başlanması gereken en iyi zaman hamilelik dönemidir. Gebe kaldıktan 3 ay sonra bebeğinizin dişleri oluşmaya başlıyor. İşin aslı bu dönemde bir annenin dengeli beslenme, beden ve ruh sağlığını üst düzeyde tutma ve zararlı ilaçlardan uzak durma dışında bebeğinin dişleri için direk olarak yapabileceği pek fazla bir şey yoktur. Bu evrede birçok olay otomatik olarak gerçekleşir. Bebeklerde ağız sağlığı ve dişlerinin oluşumu için gerekli olan kalsiyum, fosfor ve diğer mineralleri annenin kan dolaşımından alır. Annenin gerçekten kötü beslenmesi dışında hiçbir şey diş yapıcı hücrelerin bu maddeleri almasını engelleyemez.

HAMİLELİKTE DÖNEMİ

Besleyici ve dengeli bir diyet her zaman herkes için iyidir, ancak bebek bekleyen bir anne için hem kendi, hem de bebeğin sağlığına katkısı açısından iki kat yaralıdır. Bebeklerin ağız ve diş sağlığı için hamile bir anne adayı çeşitli 1- süt ürünleri 2-et, tavuk, balık 3- taze meyve ve sebzeler 4-zenginleştirilmiş saf tahıl ve ekmek ile beslenmelidir. Eğer doktorunuz ekstra olarak vitamin ve mineral desteği öneriyorsa, bunlar ek bir destek olarak alınabilir. Ben hamile annelerin ağız ve diş sağlığı açısından tablet olarak flor almaları gerektiğini düşünmüyorum. Anne adayları ve hamileler sigaradan mutlak surette uzak durmalıdırlar.

AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞINI ETKİLEYEN 3 OLAY

Annenin bir virüs veya enfeksiyon nedeniyle ateşli bir hastalığa yakalanması kan dolaşımındaki kalsiyum ve fosfor tuzlarının hassas dengesini bozabilir. Bu da bebekte oluşan diş yapısının kalitesini ve yapısal miktarını olumsuz etkileyecektir.

Anne özellikle tetrasiklin içeren bir antibiyotik kullanırsa bebeklerde oluşmakta olan diş rengi etkilenebilir. Fiziksel olarak hamile olduğu belli olmayan bir anne adayı bu durumu doktoruna belirtmelidir. Bu röntgen çekimleri içinde kaçınılması gerekli bir durumdur.

Gene bir anne adayının zamanından önce doğum yapması çocuk dişlerini olumsuz etkileyen diğer bir faktördür.

Bir bebeğin ağız sağlığı için en öncelikle yapılması gereken, kendi ağız sağlığımıza özen göstermemiz olacaktır. Yapılan çalışmalarda çürük oluşumuna neden olan mikropların aile bireylerinden veya bebek bakıcılarından bebeğe; kucağa alma, oynama ve öpme sırasında bulaşarak geçebildiklerini açıkça ortaya koymuştur. Bu yüzden bebeğinizin olduğu kadar kendi ağız, diş ve diş eti sağlığımız ve ağız bakımımız için de tüm mikroorganizmaları kontrol altına almamız gerekmektedir. Bunu günde iki defa dişlerinizi fırçalama alışkanlığı edinerek, diş ipi kullanarak ve diş hekiminizi düzenli olarak ziyaret ederek sağlayabilirsiniz. Bu konuda tüm aile bireyleri de uyarılmalıdır.

Çocuklarda ağız kuruluğu ve ağız kokusu gibi bulgular anne veya babalar tarafından hissedilirse, bu durum önem arz edebilir. Diş hekimine danışmak uygun olacaktır. Günümüzde ağızdan nefes alıp verme alışkanlığı çocuklarda sıklıkla karşılaşılmakta ve dudak kuruması ve çatlamaları gibi bazı sıkıntılar oluşturabilmektedir.

DİŞ ÇÜRÜMELERİ

Genel sağlık ile dişlerimiz arasında oldukça yakın bir ilişki vardır. Bebeklik döneminde oluşacak ve iltihaba yol açacak olan bir hastalık veya yüksek ateş bebeğin kan dolaşımındaki kalsiyum ve fosfor tuzlarının oranını etkileyecektir. Bunun anlamı bu dönem içerisinde oluşmakta ve gelişmekte olan süt ve daimi dişler istenilen sertlikte olmayacak, sağlıklı, beyaz ve parlak görülse bile, çürüğe daha yatkın yapıda olacaklardır.  

Dişler sürme sırasında nereye gittiklerini bilemezler, bu ağız içi bir denge ile oluşan bir durumdur. Dil o dişi öne iter, dudak geriye iter ve ağzın dinamiği dişi olması gereken yere yerleştirir. Çene kaslarının uygun bir dengeye erişmeleri ve dişlerin ağızda düzgün pozisyonda sürmeleri için, çocukların dil ve yanak kaslarını çalıştırmaları ve yutma refleksini mümkün olduğu kadar erken kazanmaları gerekmektedir. Kuvvetli emen ve çiğneme alışkanlığını kazanan bebeklerde süt dişleri sürme sırasında uygun bir ortam bulacaktır.

EMME ve ÇİĞNEME ALIŞKANLIĞININ ÖNEMİ

Doğumdan hemen sonra -hatta anne karnındayken- birçok bebek ağzın içindeki veya yakınındaki bir şeyi emmeye yatkındır. Bu doğuştan gelen bir reflekstir ve engellenmemelidir. Emzirilirken veya uygun olmak kaydıyla emzik ve biberon kullanan bebeklerde emme alışkanlığı yeterince gelişir.(1) Beslenmeyi sağlamasının yanı sıra bebeğin emzirmenin önemi; dudak, yanak, dil ve çene kaslarının eğitilmesidir.

Bebekler emme alışkanlığı yanında çiğneme ve ısırmaya da olabildiğince erken – hatta ilk dişleri ağız içine sürmeden- heveslendirilmelidir. Diş halkaları, oyuncaklar ve doğal gıdalar çiğneme alışkanlığının kazanılmasına yardımcı olurlar. Bu bebeğinizin ağız ve diş sağlığı için önemlidir.

Çocuk yiyeceği elle tutmaya başladığı dönemde çiğnemeye teşvik edilmelidir. Yiyecek ne kadar sertse bu çocuk için o kadar iyidir. Tabi ki fındık, fıstık gibi tıkanmasına yol açabilecek sert ve küçük şeyler vermemek ve dikkatli olmak şartıyla. Yumuşak gıdalarla aşırı beslenme çocuklarda çiğneme tembelliği yaratacak ve buda olası çürük ve çene kapanış bozukluklarını tetikleyebilecektir.

Eğer bebek emzik kullanıyorsa bu iyidir, ancak ilerleyen yaşlarda emziklere ilgisi kaybolmuyorsa endişe etmek gerekir. Günde 2 saat 5 saatten, 2 yıl 3 yıldan daha iyidir. Çocuk her geçen gün alışkanlığını azaltırsa, daha sonra ortaya çıkabilecek problemler de azalır. Bunu bir yolu çocuk uyur uyumaz emziği hemen ağızdan uzaklaştırmak olacaktır.

BEBEKLERDE EMZİK KULLANIMI

EMZİKLERİN GÜVENLİ KULLANIMI

Emzikleri bebeklerin asla boynuna bağlamayın. (nefes almayı engelleyebilir)

Tek parça, zararsız, esnek, elle kolaylıkla kavranabilecek emzikler tercih edin.

Yutulamayacak kadar geniş, iki adet havalandırma deliği ve meme kısmında ayrılmayan bir çıkıntısı olmalı

Meme kısmı deliksiz ve yırtıksız olmalı. Bebeğin ağzına hiçbir parça kaçmamalı. Memeyi test etmek amaçlı çekmeli yırtılma ve aşınma varsa emzik değiştirilmelidir.

BEBEKLERDE PARMAK EMME ALIŞKANLIĞI

Tüm bebekler emmeye ve ısırmaya gereksinim duyarlar. Fakat bu aktivite uzun sürerse zararlı bir alışkanlık haline gelebilir. Ne kadar erken bırakılırsa (4,5 yaş civarı) o kadar az zarar verir. Dişlere olabilecek zararları zaman ile ilişkilidir. Alışkanlık devam ettikçe, dişlerde bazı çarpıklıklar meydana gelebilir.

ÇOCUKLARDA PARMAK EMME ALIŞKANLIĞI

EMZİRME

Emzirilen çocuk dilini ve ağız çevresindeki kaslarını kuvvetlice çalıştırmak zorundadır. Bu oldukça uğraştırıcı bir aktivitedir. Anne tüm ön süt dişleri tamamlanana kadar (yaklaşık 2 yaş) emzirebilir. Süt dişleri sürdükten sonra dil dişlerin şekline alışır ve yutkunma hareketi değişir. Yeni gıdalarla beslenmeye hazır olur.

Eğer bebek anne göğsü yerine biberonla besleniyorsa ağızdaki kaslar o kadar kuvvetli çalışmaz. Çünkü süt ihtiyaca göre gelmez, sürekli bir şekilde şişeden akar. Ayrıca sırtüstü yatarak beslenen bebekler boğulmamak için dillerini doğal olmayan bir şekilde ileri pozisyonda tutmak zorunda kalırlar. Bir süre anne sütü ile emzirip daha sonra bebeği biberona alıştıracaksanız özellikle uyku zamanı geldiğinde biberon ile yatırmayınız ve tüm gün biberonla gezmesine izin vermeyiniz.

BİBERONLA BESLENMEDE TAVSİYELER

Bebeğiniz biberon kullanırken pozisyonu dik olsun.

Küçük deliği olan bir biberon tercih edin. Bebek şişeden su veya süt içerken güç sarfetmeli ki yanak, dil ve çenelerini hareket ettirebilsin. Küçük çocuklardaki ortodontik problemlerin bir çoğu kasların güçsüz olmasından kaynaklanır.

Çocuğunuzu mümkün olduğunca erken dönemde bardak kullanmaya alıştırın.

Biberonu belli aralıklarla kullandırın. Annesinden emdiğini zannetsin. Dişler sürmeye başladığında hala biberon kullanıyorsa, sadece bebek uyanık ve oturur pozisyonda ve kısa süreler için izin verilmelidir.

Asla biberonu emzik olarak kullandırmayın. Bu dişlerin tamamen süt, mama veya meyve, sebze suları ile kaplanması demektir ve diş çürüğüne çok fazla yatkın bir ortam oluşturur. Emzik olarak kullanmaya devam ediyorsa içine sadece su koyun.

Hepsinden önemlisi ağız ve diş sağlığı açısından ağzı günde iki kez (kahvaltı sonrası ve gece yatmadan önce) temizleyiniz.

Çocuğunuz biberonla beslenme yaşını geçtikten sonra biberonu atın.

BİBERON KULLANIMI

DİŞ ÇÜRÜMELERİ

Çürük oluşumu her ne kadar dört, beş yaşa kadar görülmese de, uzun süre biberon ile uyumanın sonucu çürük gelişim riski vardır. Hele bir de diş yapıları kuvvetli değil ve dişleri temizlenmiyorsa çürük oluşma riski yüksektir. Hatta çocuklarda diş eti hastalıkları sonucu oluşan diş eti iltihabını dahi tetikleyebilir.

    

BEBEKLERDE ÇÜRÜK RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN;

Bebeğinizin dişleri sürerken kendi dişlerinizi özenle temiz tutun. Yukarıda da belirttiğim gibi çürük bulaşıcı bir hastalıktır.

Bardak kullanmayı öğrendikten sonra ona gün boyunca meyve suyu veya tatlandırılmış sıvı dolu biberon asla vermeyin.

Çocuğunuza bala, reçele veya şekere batırılmış emzik vermeyin. Böyle korkunç bir istek duyarsanız kendinizi frenleyin. Ağız ve diş sağlığı açısından bu oldukça tehlikelidir.

Bebeklerde ağız sağlığı için dişlerini günde iki kez temizleyin.

BEBEKLER İÇİN RUTİN TEMİZLİK

Sağlıklı diş ve diş etleri için herkes her gün mikrop içerikli bakteriyel plağı özenle uzaklaştırmalıdır.

Düzenli temizlik çocuklarda dişler sürmeden başlamalıdır. Yeni doğanın ve bebeklerde ağız sağlığı açısından ağzını temizlemenin en kolay yolu ayakları ileriye bakacak şekilde kucağınıza başını yatırma ve küçük bir gazlı bez kullanmak olacaktır.

Bebeğin ağzını açmak için işaret parmağınızı bebeğin yanağında aşağı kaydırın ve alt çene diş etinin üzerinde aşağı bastırın.

Günümüzde özellikle bebekler için üretilmiş parmak kılıfları bulunmaktadır.

Bebeklerde ağız sağlığı için dişlerin ve diş etlerinin üzerindeki tabakayı kaldırmaya yetecek kadar basınç uygulamaya dikkat edin. Lokumu parmaklarınızın arasında sıkıştırmaya benzeyen bir his olduğunu düşünün.

BEBEKLERDE AĞIZ TEMİZLİĞİ

Yaklaşık 2 dakika kadar süreyle yapılan bu temizleme işlemi, rutin olarak yapıldığında diş çıkarma dönemindeki ağrıyı da azaltabilmektedir.

Ülkemizde geniş kapsamlı epidemiyolojik çalışmalar değerlendirildiğinde, çürük oranının yüksek seyrettiği ve ağız ve diş sağlığı açısından çok da parlak olmadığı görülmektedir. Çürükten korunmada ve iyi bir diş sağlığı için doğru beslenme (çocuğunuzun kalsiyum ve D vitamininden zengin dengeli bir şekilde beslendiğinden emin olun) düzenli diş fırçalama, diş hekimi tarafında düzenli kontrol oldukça önem taşımaktadır. Bu kontrollerinde özellikle yüksek çürük riski olan çocuklarda bazı koruyucu tedbirler ve ek flor takviyesi açısından diş hekiminizden bazı öneriler gelebilir.

Yüksek Risk Gurubu Çocuklar

Genetik bir anomali varsa, özellikle engelli ve kanser tedavisi gören çocuklar

0-5 yaş gurubu çocukların anne, baba, bakıcı ve kardeşlerde aktif çürükler varsa

Çocuk şekerli bir besin bulunan biberon veya emzik ile uyumasına izin veriliyorsa

Ara öğünlerde şeker içeren gıda/içecek tüketim sayısı günde 3’den fazla ise

Genel sağlığında ve bağışıklık sisteminde bir sorun varsa (özellikle kemoterapi, radyoterpi, sistemik ilaç kullanımı beslenme bozuklukları ve kronik bazı hastalıklar gibi etkenler sonucu tükürük kalite ve miktarında azalmalar oluşabilir.)

Son 3 yıl içinde 3 veya daha fazla çürük lezyonu gelişmiş çocuklar yüksek risk gurubunda değerlendirilirler. Ağız ve diş sağlığı açısından koruyucu önlemlerin alınması kaçınılmazdır.

Tüm bunlara ilaveten, çocuklarda oluşan fiziksel travmalar, ağız içi yaraları, diş etlerinde şişlik, kanama ve diş eti çekilmesi gibi diş eti hastalıkları durumlarında diş hekiminize danışmanız uygun olacaktır.

Koruyucu Faktörler

Dişlerin florlu diş macunu ile günde 2 kez düzenli fırçalanması

Diş hekimi tavsiyesi doğrultusunda kullanılacak flor içeren gargaralar

Diş kliniğinde uygulanması gereken yüzeyel flor jel veya vernik uygulamaları.

Gene diş hekimi tarafından uygulanan bir işlemle dişlerin üzerindeki girintilerin özel bir madde ile kapatılması (fissür sealant / fissür örtücü)

ÇÜRÜK ÖNLEME YÖNTEMLERİ

Florürün dişler üzerindeki etkisi;

• Mine tabakasının oluşumu sırasında minenin sağlıklı gelişmesini, iyi mineralize olmasını sağlayarak, çürükten korunma açısından kaliteli bir mine oluşumuna katkıda bulunur.

• Diş yüzeyinde biriken ve gıda artıkları ile bakterilerden oluşan mikrobiyal dental plak üzerinde zararlı asit oluşumunu inhibe edici etki gösterir.

• Minenin çözünürlüğünü azaltarak, remineralizasyonu destekler.

• Dişler sürdükten sonra florür yerel (topikal) yolla etki eder. Bu etki, florürlü macunlar, florürlü ağız çalkalama suları (gargaralar), florürlü jeller ve florürlü verniklerle elde edilebilir.

Son zamanlarda yazılı ve görsel ulusal yayın organlarında ve sosyal medyada flor /florür ile ilgili bilimsel gerçekler ve verilerle bağdaşmayan yayınların sonucu toplumda yüksek oranda bilgi kirliliği oluşmuştur. Flor konusunda oluşan bu karmaşa nedeniyle Türk Diş Hekimleri Birliği ve Türk Pedodonti (çocuk diş hekimliği uzmanlığı) Derneği tarafından kamuoyuna bir açıklama yapılmıştır. Bu açıklama doğrultusunda; diş çürümelerini önlemek amacıyla kullanılan yerel flor içeren maddelerin toksik dozda olmadıkları ve diş hekimleri tarafından veya onların önereceği yöntemlerle kullanılmasının insan sağlığı üzerinde hiçbir yan etki oluşturmadığı ifade edilmiştir. Bu rapor 2019 yılında güncellenmiştir.(2)

FLOR

Diş hekimliği kliniklerinde kullanılan yüzeyel flor (jel/vernik) uygulamaları ve florür içeren diş macunları dünya genelinde kullanılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Dünya Diş Hekimleri Birliği (FDI), Avrupa Pediatrik Diş Hekimleri Birliği (EADP) ve Amerikan Pediatrik Diş Hekimleri Birliği (AAPD) toplumsal bir sağlık problemi olan diş çürümelerinin önlenmesi ve azaltılmasında çeşitli yöntemlerle flor uygulamalarının etkili olduğunu bilimsel veriler ve raporlarla ifade etmişlerdir.

Flor içeren diş macunları

Bilindiği gibi flor farklı içeriklerde diş macunlarının büyük bir kısmında bulunmaktadır. Piyasada genellikle 500, 850, 1000/1100, 1450 ppm konsantrasyonlarında bulunmaktadır. Dişlerin gelişimi sırasında florürlü diş macunlarının sürekli yutulumu ihtimaline karşı 3 yaşına kadar olan çocuklarda ve bebeklerde ağız sağlığı için florürlü diş macunu kullanılması önerilmemektedir.(3) Sadece diş hekimleri tarafından uygulanabilecek flor vernikleri risk durumuna göre uygulanabilir.(4) 3 yaştan 6 yaşa kadar ise mercimek tanesi kadar (en fazla 5 mm) diş macunu ile mutlaka gözlem altında diş fırçalatılmalı, bittikten sonra ağız su ile iyice çalkalanmalı ve diş macunu yutulması önlenmelidir.

Flor içerikli gargaralar

Flor içerikli gargaralar gene yutulma riski nedeniyle 6 yaşından küçük çocuklara önerilmemektedir. 6 yaş üstünde çocuklara risk durumuna göre günlük veya haftalık olarak diş hekimi tavsiyesi doğrultusunda kullandırılabilmektedir.

Tüm bu bilgiler ışığında günde iki kere yaşa uygun dozda fluorlu diş macunu ile dişlerin fırçalanması ve çürük riski yüksek olan çocuklarda uygun yüzeyel flor uygulamalarının yapılması diş çürüğünü azaltmada dolayısıyla ağız ve diş sağlığı açısından oldukça önemli bir rol oynar.

Bu konu ile ilgili daha detay bilgi için ‘Gargara ve ağız suları’ ve ‘Süt dişleri veSüt Dişleri ve Bu Dişleri Etkileyen Kötü Alışkanlıklar bu dişleri etkileyen kötü alışkanlıklar’ başlıklı yazılarımı okumanızı öneririm.

Sağlıklı günler dileğimle..

Dr. Tuncay Akdoğanlı

Diş Eti Hastalıkları Uzmanı

Kaynaklar:

1-Çürüksüz Büyümek. Anne ve Babalara Koruyucu Diş Hekimliği Rehberi: Stephan J.Moss, Quintessence Publishing Co, İnc Yayınları.

2-Florür Durum Raporu Güncelleme – Türk Dişhekimleri Birliği – Türk Pedodonti Derneği: Türk Dişhekimliğinde Klinik Dergisi Vol.15, Sayı 15, 03-2020

3-Koruyucu Diş Hekimliğinde Yerel Florür Uygulamaları: T.C. Sağlık Bakanlığı Tedavi ve Hizmetler Genel Müdürlüğü – Ağız ve Diş Sağlığı Daire Başkanlığı Yayınları.

4- Autio-Gold JT, Courts F. Assessing the effects of fluoride varnish on early enamel carious lesions in the primary dentition. JADA 2011; 132: 1247-53.