Diş eti hastalığı yaklaşık dört bin yıla yakın bir süredir bilinmektedir. Günümüzde dünyada ve ülkemizde diş çürüğü ile birlikte en sık görülen hastalıklar arasında yer alır. Önlenebilir ve kontrol altına alınabilir. Doğru, yeterli bir ağız hijyeni ve erken bir tanı ile oluşması ve diş eti iltihabı ilerlemesi engellenebilir. Tedavi hem hasta, hem de diş hekiminin aktif olarak sürece katılmasını gerektirir. Erken tanı her hastalıkta olduğu gibi önemlidir.
Sağlılık Diş Eti – Sağlıksız Diş Eti – Diş Eti Hastalıkları Belirtileri
Sağlıklı diş eti normalde açık pembe renkli, mat (parlak olmayan), sert kıvamda ve durduk yere ya da fırçalama sırasında kanamayan bir dokudur. Diş eti dişleri bıçak sırtı gibi sonlanarak çevreler. Özellikle kanama ve hafifte olsa şişlik diş eti hastalıklarının belirtisi açısından ilk sırada yer alır.
Daha ileri safhalarda diş eti hastalığının belirtilerine ağrı, apse, diş eti çekilmesi de eklenir. Çok daha ileri aşamalarda dişlerde sallantı ve sonuçta da diş kaybı söz konusu olur.
Diş Eti Hastalıkları Nelerdir ?
Dişlerimizi çevreleyen dokular diş eti, diş kökü, çene kemiği ve diş kökü ile çene kemiğini birbirine bağlayan liflerdir. Bu dokulara destek dokular denir. Bu yapı periodonsiyum olarak tanımlanır.
Gingivitis (Jinjivit)
Hastalığın sadece diş etini etkilediği durumlar gingivitis olarak adlandırılır. Klinik anlamda gingivitis (jinjivit, jinjivitis) olarak bilinen diş eti iltihabı genellikle diş yüzeyinde oluşan plak birikiminden kaynaklanır. Öncelikle diş etlerinde renk değişikliği, parlaklık, kolay kanama, hafif şişlik ile belirti verir. Yumuşak kıvama gelen diş etlerindeki kanama diş eti iltihabı açısından en tipik belirtidir.
Periodontitis
Diş eti hastalıkları ilerlerse veya kontrol altına alınamazlarsa diş çevresindeki destek dokularda etkilenmeye başlar. Bu durumda hastalık ileri düzeyde diş eti iltihabı yani periodontitis olarak adlandırılır.
Diş Etlerinde kanama, kırmızı – mavimsi morumsu renk değişikliği, diş eti çekilmesi, diş eti büyümesi, dişlerde yer değiştirme, aralanma, uzama, sallantı, abse oluşumu, dişlerde hassasiyetlerin artması, kötü ağız kokusu ve bazı durumlarda diş etlerinde ağrı şikayeti hastalığın belirtileridir.
Kemik kaybına bağlı olarak desteği azalmış bir alt yapı meydana gelir. Dişler yapılacak protezleri taşıyamayabilir. Çiğneme konforunda bozukluk, diş aralarına besin artıklarının aşırı sıkışmaya başlaması, estetik problemler hatta diş kaybı periodontitis hastalığının ileri dönem sonuçlarıdır.
Bazı Sistemik Hastalıkların Belirtisi
Periodontitis; bazı kan hastalıkları, metabolik hastalıklar, genetik hastalıklar ve bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkların ağız içi belirtisi olarak da görülebilir. Tedavisi tip doktoruyla beraber yürütülür.
Diş Eti Hastalığı Nedenleri – Diş Eti Hastalığı Neden Olur ?
Diş eti hastalığı genel olarak diş yüzeyinde plak olarak isimlendirdiğimiz içinde yüksek sayıda bakteri barındıran, yapışkan, püre kıvamlı, sarımsı bir eklentinin birikmesi ve düzenli bir şekilde ortamdan uzaklaştırılamaması nedeniyle olur.
Bunun yanı sıra viral ya da mantar enfeksiyonlar, genetik kökenli diş eti lezyonları ve bazı sistemik bozukluklar (kan hastalıkları, matabolik hastalıklar, genetik hastalıklar, immün sistem hastalıkları) gibi plak kaynaklı olmayan iltihabi reaksiyonlara bağlı da oluşabilmektedir. Ayrıca bazı ilaçların yan etkileri, sigara, bazı yiyecek ve ağız bakım ürünlerinin kullanımı sonucu ağız mukozasıyla birlikte diş etlerinde iltihabi reaksiyonlar görülebilir.” Ağız İçinde Yara –Alerji” başlıklı yazımda bu konuya değinmiştim.
Diş Eti Hastalıklarına Hangi Bölüm Bakar ?
Diş eti hastalıkları bölümü Diş Hekimliği Fakültelerindeki PERİODONTOLOJİ ANA BİLİM DALI‘ dır. Buradaki Diş Eti Hastalıkları Uzmanları hastalıkların teşhis ve tedavisi ve diğer sistemik hastalıklarla olan ilişkisini incelerler. Bu konu ile ilgili olarak ‘PERİODONTOLOJİ NEDİR’ konulu yazımı okuyabilirsiniz.
Diş Eti Hastalığı ve Genel Sağlık İlişkisi
Ağız içinde diş etlerinde veya ağzın herhangi bir bölgesinde oluşan enfeksiyonlar sadece ağız içini etkilemez. Bazı durumlarda özellikle immün sistem problemi olan kişilerde bakterilerin ürettiği toksik ürünlerin kan dolaşımına katılmasıyla bireyin genel sağlığı da olumsuz etkilenebilir. Bazı kişilerde diş eti iltihapları ağız kokusu şikayeti oluşturabilir.
Son yıllardaki araştırmalar diş eti iltihabına sahip bireylerde bazı sistemik hastalıkların gelişme riskinin arttığı gösterilmiştir. Örneğin bazı kalp-damar hastalıkları, arteroskleroz (1), bebeklerde düşük doğum kilosu ve erken doğum riski ile olan ilişkisi saptanmıştır.
Diş Eti Hastalıkları Tedavisi – Diş Eti Hastalığı Nasıl Geçer ?
Diş eti hastalıkları tedavisi sırasında en önemli aşama öncelikle hastanın bilgilendirilmesi, enfeksiyonun ortadan kaldırılması ve hastanın doğru ağız bakımını öğrenmesidir.
Hastalığa sebep olan bakteri içerikli plak ve diş taşlarının tutunduğu diş yüzeylerinin diş hekimi tarafından temizlenmesi işlemi diş taşı temizliği olarak adlandırılır. Yani başlangıç tedavisidir. Ayrıca bu aşamada problem oluşturabilen dolgu ve protez gibi protetik restorasyonlar incelenir gerekli görülürse yenilenmeleri önerilir.
Diş Eti Hastalığının tedavisi, başlangıç işlemi olan diş taşı temizliği sonrasında tedavi edilemiyor yada kontrol altına alınamıyorsa bu aşamada, daha ileri cerrahi işlemlere söz konusu olur.
Sistemik hastalıklara bağlı olduğu düşünülen diş eti iltihaplanmalarında hematoloji, dahiliye, endokronoloji, dermatoloji, romatoloji gibi bölümlerden konsültasyon alınarak tıp doktorlarıyla birlikte tedavi yürütülür. Stres ve sıkıntılı dönemlerde özellikle akut diş eti hastalıkları ile karşılaşılabilir.
Başarılı bir diş eti tedavisi sonrasında kendi ağız bakımını sağlayamayan hastalarda kısa sürede hastalık belirtileri ortaya çıkacaktır. Bu nedenle hastalar bir diş hekimi veya diş eti hastalıkları uzmanı tarafından tedavi edilen hastalığın şiddetine göre 3, 6, 12 aylık periyodlarla takip edilmelidir.
Diş Eti Hastalıklarından Korunma – Diş Eti Hastalığına Ne İyi Gelir?
Diş eti hastalıklarından korunmanın temeli aynen diş çürüklerinden korumada olduğu gibi doğru plak kontrolü yani yeterli ağız bakımıdır. Çünkü hem çürük oluşumunda, hem de diş eti iltihaplanmasında etken bakteriler plak içerisinde bulunmaktadır. Bu eklenti mutlaka ağızdan uzaklaştırılmalıdır.
Ağız bakımı etkin olmalı ve süreklilik göstermelidir. Öncelikle günde iki kere, flor içerikli bir diş macunu ile diş fırçalama sağlanmalı, temizlik diş ipi ve ara yüz fırçaları ile desteklenmelidir.
Bazı diş eti hastalıkları antibiyotik desteği gerektirebilir. Bu kararı diş hekiminiz vermelidir.
Bebeklerde ve çocuklarda bazı zamanlarda diş eti hastalıkları ile karşılaşılabilir. Bu konuda anne ve babaların dikkatli olması önemlidir. Ayrıca hamilelik döneminde hormonal denge değişimlerine bağlı, şeker hastalığı gibi endokrin sistem bozukluğu sonucu rahatsızlıklarda, ağız kuruluğu, dudak çatlaması gibi belirtilerle ağızdan nefes alma alışkanlığı olan kişilerde diş eti hastalığı riski artar.
Benzer durumlar kanser tedavisi gören, hareketli protez kullanan özellikle yaşlı bireyler için de geçerlidir. Engelli kişileri ağız bakımı son derece güçleşebilir. Bu kişilerde öncelikle gargara ve ağız suları olmak üzere ağız bakımlarının bir yardımcı ile yapılması risk faktörlerini bir miktar azaltacaktır.
İmplant tedavisi planlanan veya ağzında implant üstü protezleri olan kişilerde oluşabilecek diş eti iltihaplanmaları eğer engellenemez veya tedavi edilmezse ciddi sıkıntıları tetikleyebilir. Bu kişilerin de bu konuda bilinçli ve dikkatli olmaları gerekmekte.
Bu konu ile ilgili olarak “AĞIZ BAKIMI NASIL OLMALIDIR?” ve “DİŞ İPİ” başlıklı yazılarımdan daha detaylı bilgiler alabilirsiniz. Özellikle okumanızı öneririm.
Belirli aralıklarla yapılacak diş hekimi ziyaretleri gerekli tedaviler ve erken teşhis açısından önemlidir.
Sağlıklı Günler Dileğimle..
Dr. H. Tuncay Akdoğanlı
Diş Eti Hastalıkları Uzmanı– Ankara
KAYNAKLAR
1-Bahekar AA, Singh S, Saha S, Molnar J, Arora R. The prevalence and incidence of coronary heart disease is significantly increased in periodontitis: A meta-analysis Am Heart J 54: 830-837, 2007.