Diş eti tedavisi konusuna girmeden önce, diş eti hastalıkları ve nedenleri konusunda bazı bilgiler vermek isterim.
Diş eti hastalıkları diş köklerini çevreleyen diş eti ve kemik dokusunu kapsayan pek çok klinik durumu kapsamaktadır. En yaygın görülen tablo, diş etinde kanama, kızarıklık ve şişliklerdir.
Bu aşamada diş eti tedavisi uygulanmaz ve hastalık kontrol altına alınmazsa, diş eti çekilmesi, diş eti apsesi ve diş sallanmaları ile karakterize daha ileri durumlar ile karşılaşılabilir.
Tüm bunlar maalesef diş kaybı ile sonuçlanabilir.
Diş Eti Tedavisi Nasıl Olur?
Diş taşlarının temizliği ve parlatma koruyucu diş hekimliğinin en sık başvurduğu yöntemlerden birisidir.
Ne zaman diş eti hastalığı ve diş eti iltihaplanması başlar, o zaman aynı işlem bir tedavi yöntemi olarak uygulanır.
Bu işlem aynı zamanda cerrahi olmayan tedavi olarak da adlandırılır.
Yüzyıldan biraz daha fazla bir süre diş taşı ve diş köklerinin temizliği hastalığın tek tedavi yöntemiydi. Aradan geçen bunca zamana ve gelişen tekniklere rağmen bugün de diş eti tedavisinin en önemli kısmını oluşturur. Hatta yeterli ve doğru ağız bakımı ile birlikte tek başına sonuca ulaşır.
Başlangıç aşamasındaki diş eti hastalıklarının hemen hepsi bir veya birkaç seans diş taşı temizliği ve kişiye verilecek ağız sağlığı bilgisi eğitimi ile tedavi edilebilir.
Diş eti tedavisi, hastalık tüm ağzı etkiliyorsa yaygın, izole bölgeleri tutuyorsa da lokal olarak uygulanabilir.
Genelde uygulanan tedavi aşamaları enfeksiyona neden olan faktörleri ortadan kaldırmayı hedefleyen başlangıç tedavisidir. Daha ileri hastalık aşamalarında, yumuşak ve / veya sert dokularla ilgili problemleri gidermek için uygulanan diş eti tedavisi cerrahi aşama olacaktır.
Diş Eti Tedavisi Yapılmazsa Ne Olur?
Zararlı bakteriler doğrudan dokuları istila ederek ya da ürettikleri bazı toksinler ile dolaylı yoldan hastalık oluşturabilirler.
Kişilerin bu mikroorganizmalara verdiği yanıt koruyucu da olabilir, yıkıcı da olabilir. Bu kişiden kişiye değişen bir durumdur. Bazı immün reaksiyonlar sonucu bağışıklık sistemi kendi dokularına karşı saldırıya geçerek hastalığın seyrini, şiddetini ve yıkıcı etkiyi değiştirmektedir.
Ayrıca belirli sistemik hastalıkların gelişmesine katkıda bulunabilir.
Enfeksiyon Kavramı
IDiş eti hastalıklarının en yaygın formlarının ana nedeni bakterilerdir.
Bakteriler diş dış yüzeyine yapışarak diş plağı olarak adlandırılan organik yapıyı oluştururlar.
Bu hastalıkların başlaması için plak gereklidir. Plak içindeki bakterilerin sayısı ve niteliği artmaya başladığı an vücut savunması harekete geçecek ve enfeksiyonla karakterize diş eti hastalığı oluşacaktır.
Diş Eti Tedavisinde Kullanılan İlaçlar Nelerdir?
Antibiyotik kullanımı
Sık rastlanan diş eti hastalıklarının hepsi aynı değildir.
Genel olarak diş eti tedavisi sırasında antibiyotikler nadiren gerekir. Eğer antibiyotikler kullanılacaksa diş taşlarının kaldırılması, diş köklerinin temizliği, hastanın konuyla ilgili bilgilendirilmesi ve etkili ağız bakımı konusunda motive edilmesi mutlaka önceden yapılması gerekli olan aşamalardır.
Hastalar gerekli olan diş eti tedavisini yaptırmış olsalar dahi yeterli ve doğru ağız bakımı gerçekleştirilmezse diş eti problemleri tekrar başlayacaktır.
Diş eti tedavisi sırasında antibiyotik kullanımını gerektiren durumlar şöyledir:
- Özenli ve detaylı tedaviye rağmen ilerlemeye devam eden diş eti hastalıkları
- Akut başlayan ve seyreden diş eti hastalıkları
- Bağışıklık sisteminde problem olan kişilerde antibiyotik desteğinin alınması uygun olacaktır.
Kullanılacak antibiyotiğin seçimi ve süresi hastalığın durumuna göre diş hekimi tarafından belirlenmelidir. Ezbere antibiyotik kullanımı bir takım yan etkilerle birlikte dirençli bakterilerin gelişimine ortam oluşturabilir.
Gargara Kullanımı
Gene her diş eti tedavisi sırasında kullandırılmaz. Ancak bazı durumlarda diş hekimi tavsiyesi doğrultusunda hastalara belli bir süreliğine gargara kullanması önerilecektir.
Özellikle anti plak ve antibakteriyel bir ajan olan klorheksidin içerikli gargaralar diş eti tedavisi açısından oldukça etkilidirler.
Günde 2 kez kullanılması önerilmesine rağmen dişlerde renkleşmelere ve tat bozukluklarına neden olabilmektedirler. Bu renklenmelerin diş üzerinden uzaklaştırılması oldukça kolaydır.
Ultrasonik Aygıtlar İle Diş Eti Tedavisi
Özellikle diş taşlarının fazla olduğu durumlarda yardımcı alet olarak tasarlanmıştır. Diş taşı temizliğinde zaman tasarrufu sağlarlar.
Yüksek frekansta titreşerek diş taşlarının kırılmasına ve parçalanmasına yol açar. Bu arada oluşan ısıyı önlemek üzere çalışmayla eş zamanlı su fışkırtır.
Tek başlarına el aletlerinin yerini alamazlar.
Özellikle kalp pili taşıyan hastalarda kullanılmazlar.
Lazer ile Diş Eti Tedavisi
Lazer kullanılarak yapılan diş eti tedavilerinde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Hastaya diğer tedavilere nazaran daha az rahatsızlık verebilecek bir hale getirilmiştir. Bakterileri etkin bir şekilde temizlediği ve iyi bir kök detoksifikasyonu yaptığı belirtilmektedir.
Günümüzde önerilen yöntem lazer tedavisinin mekanik ve ultrasonik olarak uygulanan başlangıç diş eti tedavisine yardımcı olarak uygulanmasıdır.
Mevcut çalışmalar incelendiğinde diş eti tedavisi açısından başlangıç aşamada el aletleri ve ultrasonikler ile uygulanan diş taşı temizliği ve diş kök yüzeyi düzeltme işlemlerine karşı lazer kullanılarak yapılan tedaviler arsında klinik olarak anlamlı bir fark gözlemlenmemektedir.
Bu nedenle de rutin olarak lazer tedavisinin uygulanması gerekli değildir.
Kemik Greft Materyalleri ve Kemik Tozları
Diş eti tedavisinin amacı hastalığın durdurulmasının yanı sıra kaybolan kemik dokusunun ve diş etinin yeniden sağlığına kavuşturulmasıdır.
Kaybolmuş doku desteğini tekrar oluşturmak için kullanılan teknikler arasında kemik greft ve kemik tozlarının kullanımı yer alabilir.
Hastanın kendi dokularından veya dışarıda üretilmiş sentetik materyallerden elde edilebilir.
Buradaki mantık kemik oluşumunun tetiklenmesidir. Çünkü bu materyaller ya kemik yapıcı hücreler içerir ya kemik oluşumu için yer tutucu olarak görev yapar ya da kemik oluşumu uyarırlar.
Ancak kullanımları vakadan vakaya, kemiğin durumuna göre değişir. Her durumda kullanımları mümkün değildir.
Sonuç
Diş eti hastalıkları genelde kronik olarak seyreder ve ağrı ender görülür. Farklı toplumlarda nüfusun % 30 ile %50 si gibi bir oranını etkilediği bilinmektedir.
Diş eti tedavisinde en etkili unsurlardan biri hastalığın zamanında teşhisi ve doğru tedavinin uygulanmasıdır.
Diş hekimi olarak bizlerin, diş eti sağlık taraması, periyodik kontrol, hastalık ve tedavi imkanları konusunda aydınlatmak, alternatif tedavi yöntemlerini tartışmak, tedavi edilmediği takdirde hastalığın vücut ve ağız sağlığına etkileri konusunda bilgilendirmek açısından sorumluluğumuz vardır.
Bu özet yazımla birlikte bu konularla ilgili olarak daha detaylı bilgi almak isterseniz aşağıda başlıklarını verdiğim yazılarımı tıklayarak okuyabilirsiniz.
SAĞLIKLI DİŞ ETİ NASIL OLMALIDIR?
DİŞ ETİ HASTALIKLARI VE GENEL SAĞLIĞIMIZ ARASINDAKİ İLİŞKİ
DİŞ ETİ HASTALIĞI – GENEL BİLGİ
ÇOCUKLARDA DİŞ ETİ HASTALIKLARI
Sağlıklı günler dilerim.